gemlikinsesi.tr.gg
   
 
  şehitlerimizin anısına



Bugün perşembe Nöbetçi asker beni uyandırıncaya kadar kalkmayacağım anne Bu kaçıncı mektubum oldu bilmiyorum ama Özleminiz daha da büyüyor içimde Mektubumu bitirince Hasan Çavuş’a vereceğim yine O da köye inip Diğer mektuplarla beraber muhtara verecekmiş, gerisi Allah kerîm. Şimdi hayalin düşüyor gözlerimin önüne anne Babamı düşünmüyor değilim Bazen resmine bakıp “Sana ne kadar da benziyorum baba” diyorum. Babam askerdeyken ben doğmuşum Sonra teskeresine üç gün kala Şehid düşmüş karlı Kaşkar dağının kucağında.. Beni çok özlediğini biliyorum anne Ama birazcık daha sabret n’olur “İnsan insana tez kavuşur” derler anne. Dün gece bir pusunun tam orta yerine düştük İçimde dinmek bilmeyen fırtınalar Ve gece yarısı ansızın kurşun sesleriyle yarılan sessizlik çöreklendi omuzlarıma, Çatışmayı siperde ellerimle açtığım küçük bir pencereden seyrediyorum, İçlerine girip bir düşmanı da ben cehenneme yollamak istiyorum Ama, komutanım siperde kalmamı emretti Ben de yorgun sesimi aşka rehin bırakıp - Emredersiniz, dedim. Kurşunların ıtri kokusunu alıp Beni kendisine çeken efsunlu bir sese yöneliyorum Ve en deli hasretleri takarak peşime Çok uzaklara gidiyorum anne! Bugün perşembe Nöbetçi asker beni uyandırıncaya kadar kalkmayacaktım anne, Derken dün çıkan çatışmada Pusuda kalmamı emreden o komutanım çıkageldi “Erken terhis edildin çocuğum” dedi bana Garip ama ilk defa dün gece görmüştüm onu İşte bu defa sıra bende anne Sizi o kadar çok şaşırtacağım ki.. Hatırlıyor musun anne, hani yemin töreninde Eşimle beraber gelmiştiniz O zamanlar kızım daha doğmamıştı Ama şimdi bir yaşını bitireli 14 gün oldu Duydum ki “baba” diyormuş resmime bakıp.. Eğer kız doğarsa “Beyza” koyun demiştim Sahi, Beyza mı koydunuz kızımın adını anne! Arkadaşlarımla vedalaşıp yola koyulacağım şimdi Oysa ne kadar da çok alışmıştık birbirimize.. Fakat beni tek göndermek istemediler anne Omuzlarında taşıdılar.. Komutanlarım dahi beni uğurlamaya geldi.. Otogara kadar benimle beraber geleceklerini Aralarında konuşurken duydum.. Düşünsene anne her askere bu nasip olmaz değil mi? ! Yüzbaşı Mehmet bana Ay Yıldızlı bayrağımızı hediye edip İki omzumun üstüne bıraktı usulca ve “vatan sağ olsun” dedi! Omuzlar üstünde iniyorum otobüsten.. Otogarda mahşeri bir kalabalık var Yine de sizi gözümden kaçırmıyorum anne.. Bu kalabalıkta sesinizi tam duyamıyorum Kim geliyor bu şehre anne? Bakıyorum, eşimin kucağında bir kız çocuğu Bu benim kızım.. Beyza’m..ve ağlıyor “Ben babamı istiyorum! ”der gibi bakıyor etrafa.. Gözlerinden yavaşça umut düşüyor toprağa Hayır gitmiyorum, ben geldim, kızım ben baban, diyorum.. Ama sesimi kimseye duyuramıyorum, Anne sen neden baygın baygın yatıyorsun sedye üstünde Eşimin içli ağıtları kimin için! Yoksa benim için mi bu feryatlar, figanlar anne.. Künyesi: Ramazan oğlu Abdullah! Tokat doğumlu ve 21 yaşındaydı… Şehid olmadan çatışma öncesi Kaleme aldığı iki mektup: biri eşine, diğeri annesine. Ve annesine yazdığı mektubun son satırları Şimdi mezar taşının üstünde yazılı: Beni ıslatmıyor göz yaşlarınız, boşuna ağlıyorsunuz Gizli bir tebessüm var gözlerimde hala göremiyorsunuz Başucumda yıldızlardan damlayan bir ölümsüzlük iksiri Ve bu yolda da hiç yalnız bırakmıyor beni Âsım’ın nesli!
 


Sitene Ekle
 
 
Bugün 15612 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol